Patara Antik Kenti‘nde Roma İmparatoru Neron’un prestij eseri olarak yaptırılan deniz fenerini orijinal taş malzemeleriyle yükseltmek için yıkıntının bulunduğu alana “taş hastanesi” kuruldu.
Patara’daki deniz fenerinin, orijinal taş malzemeleri ile yeniden inşası için hazırlanan restitüsyon (orijinal hali) projesinde sona gelindi.
Taş yığını şeklindeki yapının çevresinde yapılan arkeolojik kazılarda eserin orijinal malzemesi taşlar gün yüzüne çıkarıldı. Burada istiflenen malzeme, alanda oluşturulan “taş hastanesi”nde Kazı Heyeti Başkanı Prof. Dr. Havva İşkan Işık‘ın koordine ettiği çalışmayla tetkik ediliyor.
Tetkik edilen, düzenlenen ve temizlenen deniz fenerine ait taşlar, eserin ayağa kaldırılması için başlatılacak çalışmalar için hazır hale getiriliyor.
Bilim kurulu nezaretinde eseri restore edecek yüklenici firma da alana şantiyesini kurdu.
Patara Antik Kenti Kazı Başkanı ve Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Havva İşkan Işık, Patara’nın, “mücevher” gibi gördükleri bir deniz fenerine sahip olduğunu dile getirdi.
“KENDİ ORİJİNAL MALZEMESİYLE AYAĞA KALDIRILAN TEK ESER OLACAK”
Fenerin Patara’daki en heyecan duyduğu eserlerin başında geldiğini belirten Işık, MS 54 yılında Roma’nın en tanınan imparatorlarından Neron tarafından inşa ettirilen yapının üzerinde altın harflerin yer aldığı bir yazıt bulunduğunu belirtti.
Işık, bu yazıtta, İmparator Neron’un, fenerin yapım tarihi ve hangi vali tarafından inşa ettirildiğini anlatan ifadelerinin yanı sıra “Ben İmparator Neron. Bu feneri denizcilerin selameti için yaptım” yazdığını kaydetti.
Fenerin ilk yapıldığı taş malzemenin tamamının arkeolojik kazıyla çıkarıldığını ve numaralandığını anlatan Işık, “Patara’daki fener dünyadaki ilk deniz feneri değil ama kendi orijinal malzemesiyle ayağa kaldırılabilecek olan tek fener olacak” ifadesini kullandı.
“BU GERÇEK ANLAMDA BİR HASTANE”
Restorasyona başlayacak yüklenici firmanın şantiyesini kurduğu alanda bir taş hastanesi oluşturduklarını anlatan Işık, burada esere ait orijinal taş malzemenin işlendiğini aktardı.
Taşların titiz bir çalışmayla tek tek elden geçirildiğini belirten Işık, “Fener adeta taş taş üstünde yükselmeye başlayacak. Bu gerçek anlamda bir hastane. Yapıya iade edilecek orijinal blokların her biri bu hastanede tek tek lazer taramadan geçirilecek, 3 boyutlu modellenecek. Bu modellerin yine 3 boyutlu çıktısı alınacak. Böylece fenerin bütün orijinal bloklarını lego taşı gibi elde edip bütün denemelerimizi, kurgulamalarımızı daha önceden oluşturduğumuz restitüsyon projesinde kontrol etme fırsatına sahip olacağız” şeklinde konuştu.
Işık, şu bilgileri verdi:
“Bu taramadan sonra taşlar özel ölçüm aletleriyle taşıyıcılıkları ölçümlenecek. Ne kadar yük kaldırabilecekleri tespit edilecek. Çünkü birinci metrede bulunan bir taş 26 metre yükü taşıyabilecek mi? Ona bakacağız. Kılcal çatlakları olanların onarımı, güçlendirilmesi yapılacak. Taşlar, üzerlerinde birçok tetkik, operasyon yapıldıktan sonra yerlerine konulacak. Çok büyük sorumluluk isteyen bir restorasyon çalışması. Bütün bu çalışmaları taş hastanesinde gerçekleştireceğiz.”
Deniz fenerindeki taşların oldukça iyi, dayanıklı ve sağlıklı durumda olduğunu kaydeden Işık, bu avantajı da kullanarak feneri olabilecek en kısa sürede ayağa kaldırmayı hedeflediklerini kaydetti.