Pazartesi, Aralık 23, 2024
Ana SayfaGündemBitlis'de Kuduz Alarmı.

Bitlis’de Kuduz Alarmı.

Bitlis’te iki çocuğun köpek tarafından ısırılmasıyla yeniden ‘kuduz’ virüsünü konuşuyor. Çocuklardan birine kuduz teşhisi konurken diğer çocukta virüse rastlanmadı. Teşhis konulan çocuğun hırçın davranışlar sergilediği, sudan korktuğu ve anlamsız konuşmalarda bulunduğu saptandı. Uzmanlar, kuduzda 24 saatin önemine dikkat çekerken, yüzde yüz ölümcül olduğu belirtilen kuduza yakalanıp kurtulan dünyada tek bir kişinin olduğu aktarıldı.

Çocukların sağlık durumuyla ilgili açıklama yapan Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı üyesi Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, iki çocuktan birine kuduz teşhisi konduğunu belirtti. Prof. Dr. Cengiz yaptığı açıklamada “Solunum cihazına bağlı olarak hastamız yoğun bakım ünitesinde izleniyor. Sağlık durumu biraz olumsuz yönde, arkadaşlarımız tüm yaşam desteğini veriyorlar. Kuduz hastalığı geliştikten sonra özel bir tedavisi yok, destekleyici tedavi uygulanıyor. Isıran köpek ölü olarak bulundu, kuduz virüsünü taşıyan köpekler ısırdıktan 10 gün sonra ölür” diye konuştu. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi F. Gökçe Demir ise hastalıkta 24 saatin önemine dikkat çekti. Öte yandan dünyada kuduza yakalanıp kurtulan tek bir kişinin olduğu öğrenildi.

Prof. Dr. Ali Bülent Cengiz, M.E.’nin sağlık durumunun ciddiyetini koruduğunu belirterek, “İlk vaka Sağlık Bakanlığı aracılığı ile 21 Ekim tarihinde geldi. Kuduz bulguları olan çocuğun sevk edilmesi istendi. 10 yaşında bir erkek çocuk. Okul çıkışında eve dönerken bir köpek tarafından ısırılmış, aileye ise bisikletten düştüğünü söylemiş. 19 Ekim’de sağ kolunda uyuşma başlamış. Bitlis’te doktora götürüldü, kuduz aşısının ilk dozu yapıldı. Uyuşukluk artınca gözlem altında tutuldu. Çocuk buraya geldiğinde bilinci açıktı, belirtilerini bize kendisi söyledi. Kolunda uyuşma olduğunu, karnının ağrıdığını, sudan korktuğunu söyledi. Muayene bulguları normalken birkaç saat içinde hırçın, anlamsız davranışların görülmesi, kollarını kasması gibi bazı davranışları ortaya çıktı. Ondan sonra yoğun bakım ünitesine alındı. İlk iki tetkiki negatif geldi, yalnız 3’üncü örneğinde tükürükte kuduz virüsünün saptandığı belirtildi. Tanı kesinleşti, hasta sakinleştirilerek uyutuldu. Solunum cihazına bağlı olarak hastamız yoğun bakım ünitesinde izleniyor. Sağlık durumu biraz olumsuz yönde, arkadaşlarımız tüm yaşam desteğini veriyorlar. Kuduz hastalığı geliştikten sonra özel bir tedavisi yok, destekleyici tedavi uygulanıyor. Isıran köpek ölü olarak bulundu, kuduz virüsünü taşıyan köpekler ısırdıktan 10 gün sonra ölür” dedi.

“KUDUZ TANISI NEGATİF ÇIKTI”

Prof. Dr. Cengiz, P.E.’nin aynı bölgede yaşadığını, yavru köpeğe taş atması sonucu ısırıldığını belirterek, “Aynı bölgede temaslı hasta taraması yapılırken, küçük köpek tarafından ısırıldığını söylemiş. Bu hastamız da hastanemize sevk edildi. Köpek canlı olarak bulundu. Çocuğun ilk 3 doz aşısını tamamladık. Kuduz tanısı negatif çıktı, bugün yarın taburcu edeceğiz. Köpeğin kışkırtma, taş atma sonucu mu yoksa durduk yere mi ısırdığı bizim için önemli” diye konuştu.

“BULGULARIN ÇIKMASI 1-3 AY KADAR SÜREBİLİYOR”

Prof. Dr. Cengiz, kuduz belirtileri, ilk müdahale ve dikkat edilmesi gerekenlere ilişkin de şunları söyledi:

“Ülkemizdeki kuduz vakalarının tamamına yakını köpek ısırması sonucu gerçekleşiyor. Burada önemli olan temastan sonra yaranın temizliğini yapmak. Hasta hayvan, tükürüğündeki mikropları kas içine bulaştırınca, kas içindeki sinirler boyu ilerleyerek omuriliğe, sonra beyne doğru gidiyor. Bulguların çıkması 1-3 ay kadar sürebiliyor. Önemli olan, kuduz virüsü sinir dokusuna daha girmeden oraya girişini engellemek. Bunun için çok iyi yara temizliği yapılması gerekiyor. Akan suda basınçlı olarak yaranın 10-15 dakika temizlenmesi gerekiyor. Bir alkol ile de temizliğin tamamlanması öneriliyor. Bundan sonra hastanın en yakın sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Özellikle yüze, beyne yakın yaralanmalar, parmaklardan olan ısırılmalar bizim için daha önemli, virüs buralardan daha kolaylıkla beyne ulaşıyor. Hastanın izlenmesine başlandıktan sonra hayvanın da gözlem altında tutulması lazım. Hastanın özellikle riskli yaralanmada lokal yara bakımından, sonra kuduz aşısının başlanması bizim için önemli. Erken tanı ile tedavisine başlanırsa ölümlerin çoğu engellenmiş oluyor.”

Prof. Dr. Cengiz, kuduz aşılarının sağlık kuruluşları tarafından ücretsiz yapıldığını hatırlatarak, “Aşıların gözetim altında, sağlık personeli tarafından yapılması önemli. El teması ya da diğer yollarla bulaş söz konusu değil. Çocukların ailelerine haber vermesi, bu durumda çok önemli. Kuduz hastalığı önlenebilir. Sağlık sistemine henüz ulaşamamış, ailenin bilmediği zamanlarda maalesef istenmeyen sonuçlar olabiliyor. Kuduz hastalığının belirtileri öne çıktıktan sonra aşı ya da hazır antikorların faydası olmuyor. Ailelerin farkındalığı önemli. Bazen çocuklar, korkuyor, söylemiyor. Kuduz hastalığı gerçekleştikten sonra hayatta kalma olasılığı düşük. Kuduz hastalığı geliştikten sonra hastalığı durdurmak imkansıza yakın. Erken teşhis, sinir dokularına yayılmadan hastalığın önlenmesi önemli. Tedavi edilebilir bir hastalık; ama geciktirilmemesi lazım” ifadelerini kullandı.

RELATED ARTICLES
- Advertisment -

Son Güncel Haberler

Yorumlar